Duygular genellikle olumlu ve olumsuz duygular olarak sınıflandırılabilir. Ancak bir çok insan günlük yaşamında olumlu duyguları iyi, olumsuz duyguları ise kötü duygular olarak yorumlamaktadır. Peki bu ne kadar doğru? Olumsuz duygular çok mu kötü? Olumsuz duygular aslında kötü duygular değildir. Kişideki yansımalarının zor olması o duyguyu kötü yapmaz. Aksine olumsuz duygular insanın hayatta kalması için en önemli koruyucu ve destekleyici olabilirler. Örneğin, korku duygusu olmasa zarar görebilir, kaygı duygusu olmazsa çalışmamız gereken durumlara çalışmayabiliriz.
Peki, olumsuz duyguları “kötü” olarak etiketlemekten nasıl vazgeçebiliriz? Bunun için duyguları fark etmeye yönelik bir çok etkinlik mevcut, bunları deneyimlemek faydalı olacaktır. Çünkü fark etmek değiştirmek için ilk adımdır! Bir uygulama örneğinden bahsedecek olursak: duyguları fark edip iyi veya kötü olarak sınıflandırmak yerine kolay ve ya zor – rahat ve ya rahatsız edici olarak adlandırabiliriz. Bizlere çocukluğumuzdan itibaren yansıtılan bazı duygu kalıpları vardır. Örneğin, herhangi bir deneyim sonrasında yanlış hissettiğine dair söylemler; “Böyle hissetmemelisin. Biraz daha olumlu ol.” “Üzülme, korkma, incinme.” Bir diğeri ise bazı duyguların deneyimlenmesinin yanlış olduğu yansıtılır; “Mutlu ol, cesur ol.” “Devam et ve üstesinden gel.” … Yaşadığımız herhangi bir duygu veya hissi nazik, yargılayıcı olmayan bir kabul ile fark etmeyi sağlamamız önemlidir. Geçmişten gelen bu deneyimlerin farkında olup olumsuz duygunun o anki işlevine odaklanmak, sonrasında ise kabule odaklanıp devam edebilmek zorlanmamızın da hafiflemesine destek olacaktır.
Yazar: Asistan Psikolog Viktorya Değirmenci
Editör: Uzman Klinik Psikolog Eda ÖZTÜRK BELET
Comments