top of page

BİLİNÇLİ FARKINDALIK ÜZERİNE...


Günümüz dünyasında durmak ve an içinde kalabilmek zorlaştıkça “bilinçli farkındalıktan” daha fazla söz edilmeye başlandı. Namı diğer “mindfulness” ! Peki, “bilinçli farkındalık” nedir, haydi birlikte bakalım:


Bilinçli farkındalık kavramının tarihçesi incelendiğinde bu kavramdan Budist inancın “kalbi” olarak bahsedildiği görülmektedir (Thera, 1962). Bilinçli farkındalık genelde budist öğreti ile açıklanıyor ancak bunun sadece dini bir pratik olmadığı ve aslında doğu temelli birçok dinde, kültürde ve değerde kendine yer bulabildiğini söyleyerek yazıma devam etmek istiyorum. Buda’yı şifa vermek için elinde vücudundan ve zihninden başka bir şeyi olmayan bir bilim insanı olarak düşündüğümüzde başardığı şeyin “elindeki en doğal kaynakları insanların acı çekme durumlarını değiştirebilmek için kullandığı” olduğu söylenebilir. Buda’nın tedavi etmek istediği üç temel hastalığın varlığı alan yazında geçmektedir, kendisi bu üç temel hastalığı “zehir” olarak kabul etmiş ve bireylerin sağlıklı olabilmek için bunlardan kurtulması gerektiğini savunmuştur. Bu üç hastalık: açgözlülük, nefret ve cehalettir (bilinçsizlik) (Kabat-Zinn, 2015). Buda’nın öğretileri günümüzde evrensel olarak nitelenmekte ve psikoloji biliminde de önemli bir yere sahip olmaya başlamıştır.



Bilinçli farkındalık Kabat-Zinn (1990) tarafından “o anda yaşanan herhangi bir şeye belirli bir dikkatle yaklaşma süreci” olarak tanımlanmıştır. Daha sonra Eberth ve Sedlmeier (2012) bilişsel farkındalığı “bireylerin anlık yaşam tecrübelerini merakla, açıklıkla ve kabulle pekiştirdikleri kendi kontrollerinde olan bir dikkat süreci” olarak tanımlamıştır. Belirtilen tanımlamalar ışığında yapılan çalışmalar bilinçli farkındalığın iyileştirici ve koruyucu etkilerini kanıtlamaktadır.


Bilinçli farkındalığı daha iyi anlayabilmek için biraz da farkında olmama kavramına bakalım. Bu kavram uluslararası alan yazında “mindlessness” (Langer, 1992) olarak geçmektedir. Farkında olmamanın en büyük nedenlerinden biri olarak “otomatik pilot” denilen, bireylerin anın içinde yaşadıklarının veya yaptıklarının bilincinde olmadığı bir zihinsel süreçten bahsedilmektedir (Ögel, 2015). Karnımız acıktığında yemek yememiz, hava soğuduğunda üşüyeceğimiz için ceket giymemiz, biri bizimle konuştuğunda karşılık vermemiz ve o anda zihnimizden akan ancak farkında olmadığımız düşünceler otomatik pilot sürecine dahildir (Williams, Teasdale, Segal, ve Kabat-Zinn, 2015). Bilinçli farkındalık başlığı altında sıkça bahsedilen “anda kalabilmek”, “şimdi ve burada” gibi süreçleri yönetebilmek için farklı teknikler kullanılmaktadır. Bu sayede zihnimizdeki bizi rahatsız eden olumsuz düşünceleri, bu düşüncelerin kaynaklarını ve etkilerini anlama, kaygı ve acı ile birlikte yaşayabilme ve aşabilme noktasında daha olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Meditasyon bilinçli farkındalık çalışmaları sürecinde vazgeçilemeyecek bir pozisyondadır.


Yazar: Asistan Klinik Psikolog Feyza Nur YILMAZ

Editör: Uzman Klinik Psikolog Eda ÖZTÜRK BELET



85 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page